Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde şu an olduğunuz zaman ve mekanda; zamansız bir Sen varmış. Bu Senin masalın ve her şey seninle başlar unutma olur mu! Ve masalınızda ayakkabının gücünü asla hafife almayın! Jimmy Choo’nun da dediği gibi “Doğru ayakkabı her şeyi farklı kılabilir.”
Sinderella’nın prensine kavuşması ve sonsuza kadar mutlu yaşamasının sırrı camdan topuklu ayakkabılar değil miydi? Ayakkabı deyip geçmeyin olur mu! Her birimizin masalı doğru yerde doğru ayakkabıyı giymesiyle başlar. Biricik olduğumuz dünyamızda; bir ayakkabı tüm dünyamızı değiştirebilecek güçte ise; giyeceğimiz ayakkabıyı şansa bırakabilir miyiz?
Christian Louboutin diyor ki; “Ayakkabılar bedeninizin dilini ve tutumunu değiştirir. Sizi fiziksel ve duygusal olarak kaldırırlar.” Doğru ayakkabı tüm karizmanızı yönetir! Doğru ayakkabı yürüyüşünüzün filizlendiği kaynaktır; hareketlerinizi yönetir. Doğru ayakkabı tüm geleceğinizi yönetir! Tüm bunlardan yola çıkarak doğru ayakkabıyı almak ‘’Ben AŞ’nin’’ geleceğine, şıklığına ve tarzına yapmış olduğumuz yatırımdır!
5N1K’yı hatırlatarak zamansız ve mekansız merhaba! Ne alıyorum? Neyle giyeceğim? Ne için giyeceğim? Nerede giyeceğim? Ne zaman giyeceğim? K ? Kim için değil !Tabi ki kendim için giyineceğim! Kaça? Burada giyim başı maliyet giriyor. Sırf fiyatı uygun diye gidip beğendiğimiz ayakkabıyı almalı mıyız? Gardrobumda ki hangi kıyafetimle kombinleyeceğim? İhtiyacım var mı? Sorgulamak lazım önce !
Bir diğer sorgulayacağımız husus ise; ’’Ayağım rahat mı’’ lütfen kendimize bu soruyu soralım. Canımız ayağımızda olunca yüzümüzün gülümsemesi mümkün mü? Canımız acırken veya yürüyemezken estetik ve zarif görünmemiz; stil yaratmamız hiç mümkün değil! Ayakkabı almaya öğleden sonra çıkmanız daha doğru olur! Seçim aşamasında ayakkabıyı denemek gerek. Deneme işlemini kesinlikle her iki ayakkabıyı giyerek yapın ve ayakkabılarla birkaç adım yürümeyi ihmal etmeyin. Ayağı yanlardan sıkmayan ve en uzun parmak ile ayakkabı ucu arasında yaklaşık 1 cm mesafenin kaldığı ölçü, doğru ölçüdür. Ayakkabı ölçüsü konusunda numarayı tek başına belirleyici olarak görmeyin. Modelin kalıbına göre bazen aynı numaradaki iki çift ayakkabıdan biri ayağınıza tam olurken, diğeri sıkabilir ya da bol gelebilir.
Bir aşk masalı topuklu ayakkabının gücü diyelim mi önce ! Marilyn Monroe diyor ki; “Bir kadına doğru ayakkabıları verirseniz dünyayı bile fethedebilir.” Coco Chanel diyor ki “Başınızı, topuklarınızı ve standartlarınızı yüksek tutun.” Evet daha güzel, daha uzun, daha estetik ve düzgün bacaklar! Biz kadınları bu hayalimize ulaştıran topuklu ayakkabılardır. Üzerlerinde durmak vücudu otomatikman ağır, zarif, dik ve özenli olmaya teşvik eder. Büyük adımlar, ani hareketler, ritimsiz adımlar ve dengesiz yere basışları affetmez. Biz kadınlar, ayaklarımızı koruyarak; kıyafetlerimizi tamamlayan vazgeçilmez aksesuar; kadınlığın simgesi topuklu ayakkabıların vaat ettiklerinden nasıl vazgeçilebiliriz! Tabi ki denge şart! Çok topuk hiç yoktur!
Antik Mısır’da ayakkabı, sınıfsal ayrımı gösteren bir eşyadır. Köleler ve yoksullar çıplak ayakla gezerken daha yüksek sınıfa mensup bireyler “ayakkabı” giyerdi. Ve topuklu ayakkabının Mısırlı kasaplardan günümüze uzanan ilginç tarihi! MÖ 3500 yıllarına kadar takip edilebilmektedir. M.Ö. 200'de topuklu ayakkabı dünyasına Romalılar, aktörler için ahşap ve mantardan yapılan platform tabanlı ayakkabı üretmiş. Eski Mısırda kasaplar yüksek topuk kullanırdı. Ölen canlının kanına basmamak için. Pers askerleri tarafından at sürerken ayakları üzengide tutmaya yardım etmesi için erkek ayakkabılarında kullanılmış. Orta çağda kadın ve erkeklerin ayaklarını çamurdan korumak için kullandıkları görülmüş! Ama şıklık için tasarlanan ilk ayakkabı 1533 yılında üretilmiştir. Rivayete göre 16. yüzyılda, Floransa sosyetesinin seçkin bir ailesi, bir dük ile evlenecek ufak tefek kızlarının düğün töreninin görkeminin altında kalmasından endişe ederek, bu duruma bir çare bulmak amaçlı bir sürü kişiye danışması ve bugünlere kadar gelmiş bu ayakkabının fikrini Leonardo da Vinci’ nin atmasıyla başlar. Dükle evlenecek olan 14 yaşındaki, İtalyan gelin Catherine d’Medici sonuçtan memnun kalır. Çünkü 5 cm daha uzun boylu gözükmesini sağlayan topuklu ayakkabı üretilmiştir. Catherine’i düğünde gören herkes görünüşünden etkilenir ve hemen taklit etmeye başlar. Günümüze kadar uzanan topuklu ayakkabının serüveni böylece başlar. Bir süre sonra bu gösterişli ayakkabılar bir statü sembolü haline gelir. Boy uzatmak için giyilen ilk topuklu ayakkabıdan sonra 1600'lü yıllarda Avrupa’ya yayılan 60 cm' lik tabana sahip chopineler de topuklu ayakkabının tarihine adını yazdırdı. Bu ayakkabıyı giyenler iki yardımcıyla birlikte yürüyebiliyordu! 17 ve 18 yy kadınlar ve erkekler zenginliğin göstergesi olduğu için topuklu giydi. 1760’larda Madame Pompadour küçük ayaklarını daha da küçük göstermesi için dar ve topuklu ayakkabılar yaptırdı. Ve Pompadour topuk tüm aristokrat Fransa’ sın da bir anda moda oldu. 1951 Yılında Fransız bir ayakkabı tasarımcısı olan Charles Jourdan, iğne topuklu “stiletto” ayakkabı stiliyle yepyeni bir çığır açar. Stillettolar Marilyn Monroe öncülüğünde iyice yaygınlaştı.
Topuklu ayakkabılar kadını tanımlayan ve tamamlayan vazgeçilmez ve zamansız aksesuardır. 6 cm’den az yüksekteki topuklar kısa topuk, 6-8,5 cm arasında olanlar orta boy topuk, 8,5 cm’den fazla olanlar yüksek topuk, 13 cm’de daha yüksek olanlara da çok yüksek topuk deniyor.
Topuklu ayakkabı bizlere neler vaat ediyor!
Kadın ve Erkekler de Ayakkabı İle İlgili Tüm Kurallar
Doğru ayakkabılar ve fethedeceğiniz hedefler! Bu senin masalın!