Stilin dünyasından zamansız ve mekansız merhaba!
Kıyafetlerin bir ruhu vardır! Özen, itina, sevgi bakım isterler. Gün bitiminde bir teşekkür beklerler! Çünkü; vücudunuza dokunduğu andan itibaren size hizmet etmeye başlamışladır. Marc Twain diyor ki ‘’Çıplak insanların toplumda hiçbir etkileri yoktur.’’ Bu hizmete vefa göstermek lazım! Ütüsü, temizliği, yerleştirildiği mekan ve verdikleri hizmete karşı edilen yürekten bir teşekkür!
Her birimizin biricik olduğu bu dünyada kendimizi ifade edebildiğimiz kadarız. Ve kendimizi en iyi şekilde ifade etmeye değeriz! Bu ifade yolculuğunda bir stili olmalı her birimizin. Bir önceki makalemde; kelimelerim gözlerinizle Stil üzerine konuştu. Stil kendimizi ifade tazımızdır. İçeride olanı dışarı yansıtma biçiminizdir. Sadece görünüm değil hayat duruşumuzdur. Ve Zig Ziglar muhteşem özetliyor: ‘’ İyi görün, iyi düşün ve daima daha iyiyi hedefle!’’
Yves Saint Lauret diyor ki: ‘’Giyinmek bir yaşam biçimidir.’’ Giyinmek kendini ifade etmektir. Giyinmek bir sanattır, hem sizin ruhunuza hem de sizi görenlerin gözlerine ve ruhuna iyi gelir. Güzel bir dış görünüş sessiz bir tavsiye mektubudur. Dış görünüş önemli değil diye düşünen var mı? Gerçekten önemli değil olsaydı uğur böceğini sevdiğiniz gibi; hamam böceğini de severdiniz.
Kıyafetlerimiz davranışlarımızla, gideceğimiz yerle, değerlerimizle, hedeflerimizle bütünleşince anlam kazanır. Kıyafetlerimizi gideceğimiz yere; hedeflediğiniz Siz ’e uyumlu olmalı. Seçimizi yaparken sosyal ve iş yaşamınızı, olmak istediğiniz Siz’ i düşünün. Kıyafetlerin değerinizi belirlemesine izin vermeyin, kıyafetlerin “Sizin” değerinizi yansıtmasına izin verin. Stilinizin üzerinizdeki kıyafetten çok, kişilik meselesi olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Her biri dengenin kendisi olan taşları dizmeye başlayalım mı! Bu bir rağmen hikayesi aslında! Şöyle bir yaşantımıza baktığımızda o kadar hızlı bir döngünün içindeyiz ki! İş, özel hayat, ekonomi, ilişkiler! Ruh, beden zihin! Hepsi başka bir yerde! Gökyüzünün mavisi! En son ne zaman karıştın o maviye? Kuşların, kedilerin sana tanıklık eden gözleri! En son ne zaman sende de o gözlere tanıklı ettin? İçinde ki gerçek sen! En son ne zaman varoluşunun o muhteşem heyecanı içinde ‘iyi ki varım’ dedi! En son ne zaman anlamanın derin akışına kapıldın? En son ne zaman kendinden öte başka birinin ruhuna dokundun? Hani bir yavaşlamak lazım önce; ruhumuzun bedenimizi yakalamasını beklemek için. Ruhun bedenini yakalasın ki: ışığını yansıt!
Stil sahibi olabilmek için yarınları beklemek değil; bugün harekete geçmeliyiz. Stil sana dairdir! Kendi üzerinde titizlikle çalışmayı gerektiriyor. Öncelikle giydiğin kıyafetin takip edeceği ‘eşssiz sen’!
Ben AŞ. Üzerinde stil yaratmak üzerinde çalışırken; devamı olan yazımda; tekrar kelimelerimin gözlerinizle buluşması dileğiyle!