• İlkay Mavili YILMAZ | Eğitmen | Yazar |NLP Uzmanı | info@ilkaymaviliyilmaz.com
Kendin Olmanın Eşsizliğini Yaşa!

Kendin Olmanın Eşsizliğini Yaşa!

 

      Kendin Olmak Gerçek Özgürlüktür. Kendin OLduğun her an ne büyük bir kutlamadır farkında mısın? Maskeler İşe Yaramaz. Maskeler; altında ki Sen’i unutturur sana, unutma! Başkalarının dünyasının hapsinde olmak; psikolojik kölesi olmak seni yok eder.  Kendin OL; gerçek OL. Dünya gerçek Sen’ le ilgileniyor. Ya Kendin OLman kendi yaşamının ve dünyanın değişim ve gelişimi için gerekli olan kayıp anahtar ise!

   Mani der ki; ‘’İnsanın görevi kendi içindeki kıvılcımı bulup, ışık haline getirmektir.’’  Kendin olmak işte bu ışığın düğmesine basmaktır. Sonsuz ruhumuz, mekan ve zaman içinde sınırlı bedenimiz aracılığıyle eğitim görüyor. Dünyaya geliş amacımız ruhsal tekamülümüzü gerçekleştirmek. Ve bu tekamül eğitimimiz sonrası yanımızda götürebileceğimiz sadece bilincimiz! Ruhsal tekamülümüz, bilincimizi yükseltmek Kendin Olmakla başlar! Başka kimliklere oynarsak hiçbir şey öğrenemeyiz. Gerçekleri algılayabilmek de kendimiz olmakla başlar. Kendimiz olmadığımızda gerçekleri öğrenemeyiz. Çevremizde olup biten her şey bizimle ilgilidir. Bizim eğitimimiz için; karşımıza çıkan insanlar, diğer canlılar ve durumlardır.

    Duyuyor musunuz? Bir müzik çalıyor havada; tınısı özümüze kadar ulaşıyor. Ve dünya sahnesinde kelimelerim; gözlerinizi dansa kaldırmak istiyor. İzin verir misiniz kelimelerimin sizi dansa kaldırmasına?

     Varoluşta hiyerarşi yoktur. Kimse aşağıda değildir. Kimse de diğerinden yukarıda değildir. Herkes sadece kendisidir, eşsizdir. Gül çiçeği de kendisidir.  Papatya da kendisidir. İkisi de bir birine benzemeye çalışmaz. Varoluşa kendisi olmanın mutluluğunu yansıtır. Kendisi olmanın muhteşem kokusunu yayar. Herkesin sadece kendisi olması; özünü yansıtması ne ihtişamlı bir kutlamadır. Ki başkası olmaya çalışmak bireyin öz’ ünün intiharı değil midir?

   Kendinden uzaklaşmak illüzyonu yaşamaktır! İllüzyonu mu yaşıyoruz veya kendimiz miyiz? Kendin OLmak aynasında ‘’Ne kadar kendimim?’’ sorusunun keşif ortaklığından merhaba. Öyle ki bu ayna ile yüzleşmek; bizi kendi var oluşumuzun kapısına getirecektir. Anahtarı Kendin OLmak. Anahtarı oluşturan puzzlemizin parçalarını sayarsak; Kendin OLmaya karar ver. Kendini tanı (kimsin sen?) öz farkındalık, kendine değer ver,  kendini sev,  kendini kabul et (artı ve eksilerinle yüzleşip; OLmak istediğin en iyi halin kim? Sorusunun cevabı üzerinden eksiklerini tamamla, güçlü yanlarını öne çıkar), an’ da OL, hayır demenin gücü kullan, Öz’ ünün kaynağının farkında ol , farklılıklarının zenginliğine sahip çık, birey olarak hak ve özgürlüklerinin farkında ol( Diğer insanların, tüm canlılarının haklarını bil),  duygularını yönet, iç konuşmalarının farkında ol, öğrenim odaklı beyin yapısına sahip ol (bu olay benim başıma neden geldi yerine; ben bu olaydan ne öğrenebilirim), kendi hayatının lideri ol, kalbinin sesini dinlemek için zaman ayır, düşünce ve eylemlerinin sorumluluğunu al! İletişim becerilerini etkin kullan, kendini başkalarıyla kıyaslamadan özgürleş, toksik ilişkilerden kurtul, televizyon ve sosyal medyada geçirdiğin zamanı kontrol et!, değerlerinin farkında ol (dürüstlük vb.), bağımlılıklarından özgürleş, müzik (uygun Hz), spor, kitaplar, sağlıklı beslen! Şükredelim.

     Bir önce ki yazımızda;  ‘Kendimizi Tanımak Aynası’ n da ki keşfimizde potansiyelimizin farkına varmanın hayatımızın zenginliği olduğunu fark ettik; yüzleştik duygu, düşünce ve davranışlarımızla; duygularımızın kaynağı ve kendimizden özümüzü doğurabilmenin muhteşem hazzının keşif güzelliğini yaşadık. Ve şimdi sırada ki sır; cehaletin, illüzyonun, ön yargının, öfke, korku, keşke, kıskançlık, kaygı, kıyaslama, özenti veya bir başkası olmanın esaretinden kurtularak varoluşta kendimiz olmanın özgürlüğünü yaşamak; girdiğimiz her ortamda ‘’kendimizden doğurduğumuz özümüzü yansıtmaktır. Evet Kendin OLmak muazzam bir disiplindir ve sen, özgür olmanın sorumluluğunu alabilecek kadar tamamlanmış olduğunda mümkündür. Kendin OLmak kendini tanımaktan, kim olduğunu bilmekten alır kaynağını. Farkındalıktan alır kaynağını. Farkındalık;  anda her ne olmaktaysa, o tam bir bilinçle oluyor demektir.   Sen oradasındır. Hissediyorsundur. Sen mevcut olduğunda, varlığında derhal dönüşüm başlar. Özüne ait olmayan her şeyden sıyrılırsın. Eğer öfke varsa Sen orada mevcut değilsindir, farkında değilsindir. Kendin OLmak; farkındalığın eyleme geçiş halidir. Kendin OLmak kendisinin, eşsizliğinin, mucize olduğunun, hislerinin, davranışlarının, en ufak jest ve mimiklerinin, ne istediğinin, karşısında ki bireyin, yaşadığı an’ ın, yürüdüğün adımın bilincinde olmanın, rüzgarın sesinin, yaprağın yeşilinin, topluluklar halinde uçan kuşlarının birbirine çarpmadan havalanışının; mavi gökyüzünde uyum halinde süzülüşünün farkında olmak demektir. Kendin OLmak otomatik olmaktan, robot olmaktan, başkası olmaktan çıkmak, bağımlılıklarından kurtulmak, geçmişin keşkelerinden, geleceğin vesveselerinden kurtulup; kendinle yüzleşmek, değişim ve gelişim göstermek demektir.

    Her zaman en belirleyici faktör sensin. Bunu hatırla. Eğer mutsuzsan sensin, yanlış yapıyorsan yanlışı yapan sensin. Hayatı kaçırıyorsan, güzellikleri görmeyen sensin. Kaçırıyorsan çözüm yaratan bakış açılarını; kaçıranda sensin. Kendi hayatının kahramanıyken; figüranı olma! Kaderini belirlemek elindeyken; sana belirlenen kaderin izleyicisi mi olmak seçimin! Her şey Seninle başlıyor! Kendi realiteni gerçekleştiriyorsun farkında mısın? Hangi noktada olduğunuzun ve nasıl bir insan olduğunuzun sebebi sizsiniz. Bugün olduğunuz ve gelecekte kim olacağınız size bağlı gerçekleşen bir durum. Bugünkü hayatınız, bugüne kadar yaptığınız seçim, aldığınız kararların ve eylemlerinizin tamamının sonucu. Sizler geleceğinizsiniz. Eyleme geçirdiğiniz önemli, önemsiz diye düşündüğünüz her bir düşünceniz, her bir kelimeniz, her bir kıyafetiniz, kokunuz,  her bir davranışınız, her bir seçiminiz geleceğinizi oluşturmaktadır.

           Sizler seçimlerinizsiniz!  Yetenekleriniz değil; yeteneklerinizi nasıl ifade ettiğinizsiniz. Mutluluk, anlamlandırmak, değer yaratmak, nezaket, gerçek olmak, farklı olmak, zamansız olmak bir seçimdir.                                                 Ve lütfen bir düşünün! Şu anda ve gelecekte Sizinle ilgili olan ve olacak olan her şey size bağlı! Şu andan itibaren düşüncelerinizin, duygularınızın, kelimelerinizin, davranışlarınızın, seçimlerinizin, kokunuzun, ne giydiğinizin kontrolünü ele alarak geleceğinizi siz yönetebilirsiniz. Sorumluluk tamamen senin; sorumluluktan ‘Kendin Olmak’ tan korkma. Ki hayatta sahip olduğumuz tek şey sorumluluklarımızdır. İnsanın varoluşta aradığı mutluluk mu? Başarı mı? Veya ikisi de değil; anlam arayışında mıyız? Unutulmamalı ki; sorumluluklarımızdır anlamı yeşerten!

         Birey kalabalıklara ve zayıflıklarına yutulmaması için direnmelidir. Direndiğinde yalnız kalacak, bazen korkacak, kendini belki de güçsüz hissedecek. Lakin asıl güç kendin OLmaktır. Bireyin kendisi kalabilmesi her şeye değer; en büyük özgürlüktür. Kendin OLmak bireyin kendi özünü keşfettikten sonra; özgürleşmektir özüne ait olmayan her türlü kalıp ve histen.

      Yeni bir nefes, yeni bir adım, yeni bir günün içindeyiz. Yeni bir hayatı; hayallerinizi; OLmak istediğiniz Siz ’i gerçekleştirebilirsiniz. Öncelikle Kendin OL. Başkaları olmaya çalışırsan; Herkesten biraz olursun. Bağımlılıkların; ön yargılarının, sana ait olmayan duyguların esaretinde olma. Canınız acısa dahi kendimizi uygun üslupla ifade etmek yerine ‘’evet’’ demek; koşulsuz sevgi ve saygı demek değil. Onaylanmak adına başkalarına kurban olmak demektir. Güçsüzlüktür. Oysa ki hayatınızı değiştirecek güç içinizde ve gücün anahtarı Kendin OL’ maktır. Rol yapma; maske takma. Aksi taktir de herkesten biraz girdabında kaybolabileceğin gibi; referansınız da olumsuz anlamda etkilenir. Bu durum size olan davranışları ve hedeflediğiniz pozisyonları negatif etkiler. Hiç kimse aptal değil. Sadece sizi utandırmamak için inan ‘’mış’’ gibi davranırlar. Hangi ortama girerseniz girin kimliğinizden ödün vermeyin. Kendisi OLamayan hiçbir zaman kendinizi tanıyamamıştır. Hiçbir zaman kendisinin kim olduğunun, nereden nereye gittiğinin bilincinde olamaz. Kuru bir yaprak gibi boşlukta oradan oraya  savrulur. Kendisini tanımayan; Kendisi Olmanın eşsizliğini de yaşayamaz.

       Olayları abartan, yapmacık ve suni davranan, yapamayacağı işlere kalkışan, kendisinin mükemmel ve hatasız olduğuna inanan ya da kendi değerini bilmeyerek kendisini küçük gören, gücünü aşan yüklerin altına giren,  aslında çok iyi olmasına rağmen bütün kötülüklerin kendisini bulduğunu düşünen, rol yapan, yalan söyleyen,  birçok insan görmüşüzdür hepimiz.  Peki biz olayları ne kadar abartıyoruz, yapmacık davranıyor ya da yapamayacağımız (yani kapasitemizi aşan) işlere kalkışıyoruz, bunu düşünmeli ve odağımızı kendimize çevirmeliyiz.

      En iyi kişisel markalar; kendileri olmayı başaran insanlar tarafından yaratılır. Kendi fikirleri; kendi sahip olduğu niteliklerle fark yaratırlar…

        Mucize suyun üzerinde yürümek değil, ateşin üzerinde yürümek değil, havada uçmak değil. Mucize her şeyden önce ‘Kendin OLmak’tır. Kendi OLmak bir uyanıştır her türlü illüzyondan. Gerçeği keşfetmek; bu keşif yolculuğunda yol almaktır. Varoluşta yaşama hakkımız kadar; kendimiz olmak hakkımız var. Kendimizin ve başka insanların bu haklarının olduğunun sonuna kadar farkındalığını hissetmeli ve hissettirmeliyiz. Bu konuyla ilgili düşünürün dediği gibi ''Söylediğiniz şeye katılmayabilirim ama onu söyleme hakkınızı söylemek için ölümüne savaşırım.''

        Hepimiz bir kaygı, korku, ön yargı, özenti illüzyonu içindeyiz sanki. Kendimiz miyiz? Başkası mı olmaya çalışıyoruz? Kendi hayatımızda kurban mıyız? Kahraman mıyız? Bir kere geliyoruz bu dünyaya ve eşsiziz. Bu eşsizliği keşfedip kahraman olmak varken neden kurban olalım ki? Her an yol ayrımındasın. Her an belirleyicisidir bir sonra ki an’ın. Bir çok yolu saf dışı bırakıp birini seçiyorsun. Her an bu seçimin farkında olmak Kendin OLmakla başlar.

         Asla taklit etme. Evet zihnimiz taklitçidir. Taklit kolaydır. Düşünmek zordur. Birey olmak zordur. Başkası olmak kolaydır. Lakin kendini ve başkalarını kandırmak riyakarlığı ile dost olmuşsun demektir. Ki bu dostluk yalancı dostluktur. Başkası olmak karton kahramanlıktır. En ufak bir darbede yıkılmaya mahkumsundur. Kendisi OLmayan kendisini tanımamıştır. Kendisini tanıyıp kendisi OLamayan kukladır; bağımlıdır; birey OLamamışlığın girdabında yok olmaya mahkumdur. Oysa ki varoluşta her şey eşsizdir. Kopya yoktur, baskı yoktur. Herşey orjinaldır. Neden kopya olmaya çalışıyoruz. Neden bir başkası olmaya çalışıyoruz. Bir başkası olmanın ihtihar etmekten farkı var mı? Neden intihar ediyoruz.

          Taklit edilmiş her şey ölüdür, donuktur, sahtedir, plastiktir, sıradandır, yapmacıktır, gerçek değildir, roldür. Rol yapabilirsin. Fakat kimi kandırıyorsun. Kendin dışında hiç kimseyi kandırmıyorsun. Ve kandırmanın manası nedir? Ne kazanacaksın? Orijinal olan her şeyin canlılığı, tazeliği, kokusu, güzelliği, eşsiz bir değeri vardır.

          Kendiniz OLduğunuz her an o kadar muazzam, o kadar olağanüstü,  öyle coşku taşır ki. Eğer sen uykudaysan coşku gelir etrafında gezinir gider. Rüzgar gelir etrafında ılık ılık eser gider. Güller açmıştır; sarmıştır etrafa gül kokusunu, sonra gül solar gider. Kuşlar dans eder; sana serenat ederler sonra göçüp giderler, güneş doğar ve batar sen metafizik uykudasındır. Bakıyorsun belki ama görmüyorsan uykudasındır. Uyku kaçınmaktır. O zihnin yaşamda ki gerçek sorunlardan kaçınmak için bir hilesidir. İnsan tarafından icat edilmiş uyuşturucudur. Faydası olmaz. Gerçeklik, tehlike, güvensizlik, hile olduğu gibi ortaya çıkar. Farkında olmadığın için daha da büyür ve kaosa dönüşür. Kendin OLmamanın sis’ inde kendini göremezsin artık.  Gözlerin var görmüyorsun, kulakların var duymuyorsun, kalbin var hissetmiyorsun. Evet derin uykudasın. Özentilerden, keşkelerden, öfkeden, kıskançlıktan, ön yargıdan, dogmalardan, taklitten, hırstan, nefretten, başkası olmanın uykusundan; kendinize uyanıp; kendiniz olduğunuz; kendiniz olmanın eşsizliğini yaşadığınız ve yaşattığınız bir hayat diliyorum.  

      Gota Buda şöyle der: ‘’Işıklar yandığında ve insanlar pencereden efendinin uyanık olduğunu görebildiğinde, hırsızlar yaklaşmazlar. Işıklar kapalı olduğunda ancak o zaman, hırsızlar efendinin uykuya gitmiş olup olmadığına, doğru zaman olup olmadığına bakmak için yaklaşırlar.’’ Açgözlülük, önyargı, dogma, taklit, aşağılık kompleksi, rol yapma ihtiyacı, nefret, öfke,  keşke, korku, kaygı, öğrenilmiş imkansızlıklar, özenti, kıyaslama, kıskançlık hırsızları sadece içeride ışık olmadığını gördüklerinde gelirler; içerisi tamamen karanlık olduğunda. Evet kendini tanıyıp; kim olduğunu bildiğinde; o farkındalığa ulaşıp kendin Olduğunda ışık yayıyor olacaksın. Ve hırsızlar sana yaklaşamayacak.

        Varoluşta her birimizden bir taneyiz. Her birimiz biriciğiz. Bu hakkı kendimizden ve diğer insanlardan esirgemeyelim. Varoluşa ve kendimize verebileceğimiz en değerli armağan! Ne büyük bir mutluluk, ne büyük bir kutlamadır Kendimiz OLmak.  

       Kendiniz OLmanın ışığı yolunuzu aydınlatsın.