• İlkay Mavili YILMAZ | Eğitmen | Yazar |NLP Uzmanı | info@ilkaymaviliyilmaz.com
Yaşam Düşüncedir

Yaşam Düşüncedir

Yaşam Düşüncedir

           Mutlu yaşam, olumlu düşüncedir. Ve bakmak, görmek değil; olumlu düşünce bütünü görebilmektir.

           Ne gördüğün nerden baktığınla ilgili. Aynı resme bakıp; farklı görüntüler görüyoruz. Ve görüntülere faklı anlamlar yüklüyoruz. Bütünü görebilmek yolculuğu ulaştırır bizi olumlu düşüncenin muhteşem mutluluğuna. Ve bütünü görebilmek; an’da olmak, kendini farkındalıkla başlar. Ve bütünü görebilmek suçluluk, nefret, öfke, bencilik, kıskançlık, cehalet, ön yargı zehirlerinden arınabilmekle başlar. Zehir uyuşturur bilinci. Ve bütünü göremeyen bilinç olumsuz düşüncelerinin girdabında bulur kendini. Düşünceleriniz etki alanınıza denk düşer ve bunun için düşüncelerinizden sorumlusunuz. Daha güzel bir dünya mümkün.  Daha güzel bir dünya öncelikle kendi düşüncelerinize dokunabilmekle mümkün. Soralım kendimize düşüncelerimiz hayatımızı ışıtıyor mu, yoksa karartıyor mu?  

            Olmak istediğiniz Siz ’e doğru beraber çıktığımız ‘Bireysel Marka Yolculuğumuzda’ yol alırken ‘İmaj Yönetimi’ durağında ki keşfimiz devam ediyor. Bu buluşmamızda;  Puzzle' nın parçalarından olan Olumlu Düşünmek aynamızda; ‘Olumlu düşünerek kendimize ve hayatımıza nasıl değer katarız?’ Sorusunun cevabının ışığında yol alacağız.   

        Olumlu düşünmek; olumsuzluklara razı olmayan; her koşulda bir çözümün olduğuna inanan düşünce şeklidir. Olumlu  düşünce, olayların iki farklı tarafını aynı anda fark etmek, kabul edebilmektir.  Burada anahtar bütünü fark etmektir.  Olumlu insan, yarı su dolu bardağın dolu kısmıyla işe başlar daima. Bardağı bir bütün olarak görür. Hayat felsefesi sürekli boş bardağa bakarak değil, onu nasıl dolduracağını düşünerek oluşturur. Bir insanın en değerli hazinesi olumlu düşünmektir. Olumlu düşünmek kişinin kendi bedenine, duygularına, düşüncelerine ve çevresinde olup bitenlere karşı bilinçli olması, bütünü görebilmesidir.

      Olumlu düşündüğünüzde, olayların çözümünde daha fazla seçenek olduğunu göreceksiniz. Olumlu düşünce dünyaya farklı bir şekilde adepte ederek bakış açısını geliştiriyor, öğrenme merkezini hareket geçiriyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hayatımıza olumlu etki ediyor.

      Hz. Mevlana’nın söylediği gibi; ‘Sen düşünceden ibaretsin;Geriye kalan et ve kemik. Gül düşünür; gülistan; Diken düşünür; dikenlik olursun.’’ Olumsuz düşünceler, olumsuz duyguları yaratıyor. Genel kabule göre yaşamın sırrı, ‘’benzer,benzeri çeker’’ fenomenidir. Olumlu düşünürseniz olumlu duyguları, olumsuz düşünürseniz olumsuzluğu çekersiniz. Bu bakış açısıyla ilgili Dale Carnegie’nin sözü çok anlamlı: ‘’Mutlu bir yaşam, kim olduğumuza yada nelere sahip olduğunuza, tamamıyla ne düşündüğünüze bağlıdır.’’ Bu nedenle Odağınız sizin hayat hikayenizi yazıyor. Yolunda gitmeyen işlere mi; öğrendiklerinize mi odaklanıyorsunuz. Odağınız nerede enerjiniz orada. Odaklandığınız noktayı güçlendirisiniz. Maddenin dört hali var. Katı, sıvı, gaz ve plazma. Aynı anda dördü birden olamaz. Zihnimizde de aynı anda hem olumlu, hemde olumsuz düşünceler birden olamaz. Seçim sizin! Yaşam düşüncedir. 

          Evren bir titreşim yayar; tüm doğanın bir titreşimi vardır. Tüm canlı ve cansız her şey titreşim yayar. Sözlerin ve düşüncelerin büyük etkileri var. Havada titreşim dolaşır. Evet düşüncelerimiz de bir frekans yayar. Frekansların suyu etkilediklerinin en güçlü örneği Dr. Masaru Emota yapmış olduğu çalışma. Dr. Masaru Emota mikroskopik fotoğraflama tekniği ile su moleküllerinin resimleri fotağraflıyor. Suya hiç bir şey söylenmeden önceki fotoğraf ile daha sonra; olumlu düşünce, söz ve müzikle etki yapılan fotoğraflar çok farklı. Burada asıl olay bedenimizin %60-70 oranında su olmasıdır. Gerçekten düşüncelerimiz; suda böyle bir etki yapabiliyorsa; bize kim bilir nasıl bir etki yapıyordur değil mi?

 

      Yaşam kalitenizin niteliği, düşünce seçiminize bağlıdır. Sabah uyandığınızda hangi düşünceyi seçiyorsunuz? Günde kaç düşüncenin zihninizden geçtiğini biliyor musunuz? Ortalama olarak elli bin. Peki bu elli bin düşüncenin yüzde kaçının olumsuz düşünceleri içerdiğini biliyor musunuz? Yüzde altmış ile altmış beş arası. Bu oran karamsar insanlar için yüzde doksana varıyor. Depresyonda ki insanlarda ise daha yüksek düzeyde. İntihar mesela ise düşüncelerin yüzde yüz olumsuz olmasından kaynaklanıyor. Günde elli bin düşünceyi kayda geçirebilseydik eğer, çoğunun tekrarlar ve olumsuz yargılar olduğunu görebilirdik.

       Düşüncelerimiz duygularımızı yaratıyor, duygularımız davranışlarımızı belirliyor. Ve biz davranışlarımızın sonucunda aldığımız tepkilerin sorumluluğunu üstlenmek yerine; olayları, koşulları, bireyleri suçluyoruz. Her koşulda haklı çıkmak gibi bir çabamız var.

        Her olumsuz düşünce bedenimiz için bir zehirdir. Olumsuz düşüncelerin bedenimizde yarattığı çöplüğün kokusu bedenimizi ve çevremizi sarar. Hayat bize çekilmez olur; bu koku diğer insanları sizden uzaklaştırır. Düşünceler, düşüncelerin oluşturduğu duygular enerjidir. Olumsuz duygu ve düşüncelerin zihnimize hakim olduğu bir yaşam en kötü olasılıkla ölümcül hastalık, en iyi olasılıkla mutsuz ve doyumsuz bir yaşam olur.  Huzur ve mutluluk ne düşündüğünüze bağlıdır. Olumlu düşünebilmek için düşünceler kontrol altında tutulmalı ve doğru yönlendirilmelidir. Zihni olumsuz düşüncelerden arındırmak; İyi ve mutlu yaşam için ön şarttır. Olumsuz düşünceler zihnimize hücum ettiğinde; ‘’düşüncelerimiz yaşam gerçekliğini oluşturuyor’’ cümlesini sık sık tekrar etmeliyiz.

          Olumsuzluk öz yıkıma yol açar. Olumsuz insanlar herşeyi eleştiriler. Onları mutlu etmek oldukça zordur. Onlar eleştiriyi bir hayat felsefesi haline getirmişlerdir. Kuşkusuz, insanın eleştirel bakış açısı geliştirmedende herşeyi toz pembe görme alışkanlığı ile gerçeklerden kaçarak, yaratıcı ve üretici olması, kendini gerçekleştirmesi beklenemez. Eleştiri gelişime yönelik düşüncenin hareket noktasıdır. Ancak eleştiriyi, olumlu herşeyi görmezden gelip üretime katkı yapacak biçime sokamayanlar, genellikle çevreleri tarafından sevilmezler.

       Sigara,alkol, kansorojen maddelerin kansere sebep olduğunu araştırmalar göstermiştir. Son yıllarda üzüntü, olumsuz düşüncelerin vücütta birirkip kanserli hücre oluşmasını modern tıp artık kabul etmiştir. Vücutlarımızı güven ve sevgi akımıyla besler, güvensizlik ve nefretle zehirleriz.

       Hayatta başımıza ne geldiği değil;başımıza gelen duruma ne tepki verdiğimiz yaşamımızı belirler. Ve başarılı olmanın ilk adımı olumlu tutumdan geçer. Olumlu düşünceye sahip insanların başarısızlığa yüklediği anlamda farklıdır. Bu anlamdır insanın yolunu ışıtan. Olumsuz düşünceye sahip insanlar başarısızlığı bir sonuç, kimlik olarak görürken, olumlu düşünceye sahip insanlar başarısızlığı; geri bildirim, nasıl başarabilirimi öğrenmek, sıçrama tahtası, tecrübe,basamak olarak görürler. Olumsuz tutum için içinde olan bireyler; baştan tüm kapıları kapatmıştır. İnsan her zaman görmek istediğini görür. Sürekli olumsuz düşünceler içinde olursanız; olumsuz düşünceleri sonra hayatınızda gözlemlersiniz. Ve bu konuyla ilgili der ki Acar Baltaş “Ardında olumlu bir tutum ve yapıcı bir bakış açısı yoksa, en büyük engel insanın kendisidir.”

Olumlu  düşünce için 4 altın kuralımız:

1.Mizah duygusu,tebessüm:

a-Pozitif düşünceyi pekiştirir

b-Bağışıklığı güçlendirir

2.Cesaret: Korku her zaman pozitif düşünceyi baltalamıştır.

3. An’da ki şükretmenin enerjisini yaşamak

4. Affetmek: Nefret duygusunu taşıdığımız sürece AN'da yaşamıyoruz. Nefret duygusu bireyi; diğer birey, olay ve geçmiş zamana bağımlı kılar. An’dan uzaklaştırır. An’da olamayanın farkındalığı olmaz; o geçmişte yaşıyordur. Farkındalığı olamayan bütünüyle göremez ve olumlu düşünemez. Affetmek özgürleşmektir.

Olumlu Düşünce Yönetimi

  1.  Kişisel sorumluluk üstlenin

Sizin etki alanınız içindekilerin sorumluluğunu alın. Düşünceleriniz, duygularınız ve hareketlerinizin sorumluluğunu almak,kendi sonunu hazırlayan duygu ve davranışlarla bağlantılı olan,olumsuz düşünce  biminizi değiştirmek için sizi yüreklendirecektir. Kendimiz suçlamak hatalarımızdan ders almamızı engeller. Suçlama bilinci kendimizi veya başkasını; bizi olumsuzluğa sürükler.

       2. Sizi vazgeçilmez bir şekilde geliştiren ilgi alanları geliştirin.

       3. Başkalarıyla ilişkilerinizi geliştirin.

       4. Yaratıcı ve kaynaklı düşünmek.

       5. Kendinize karşı sağlılı bir tavır geliştirin.

       6.Yaşamdan her ne bekliyorsak, bu beklentilerimizi olumlu düşünüşle zihnimizde resmetmek gerekir.Korkudan,şüpheden,kuruntu ve kuşkudan, üzüntüden uzak olmak en önemli koşul.

       7.Sağlıklı olumsuz duygular yaşamaktan çekinmeyin.

        Rahatsızlık hissinizi tanımlayın.Her olumsuz duygu sağlıksız değildir. Kayıp yüzünden bir sağlıklı bir üzüntü,tehdit yüzünden sağlıklı bir kaygı duyabiliriz. Fakat bunlara problem gözüyle bakarsanız bu duyguları aşabilecek kapıları kapatmış oluruz ve sonuç telaş,bunalım, acı, suçluluk, öfke , kendine acıma gibi olumsuz duygularla devam eder.

       8.Emir verici olmayan esnek bir felsefe benimseyin; sağlıklı bir felsefenin en önemli özelliği esnekliğidir. Sağlıksız inançta; sizin, başka insanların ve dünyanın belli bir biçimde olmaları gerektiğine inanırsınız. Ve bu kalıplar bakış açılarını sınırlayarak olumsuz düşünceye sebep olurlar.

 

       9.Kişisel değişime ilişkin gerçekçi bir görüş geliştirin.

           a.Sorununuz olduğunu itiraf edin ve kendinizi bu sorununuzla birlikte kabul edin. Bir sorunu değiştirmek onu itiraf etmeye hazır değilseniz zordur.

           b.Bu sorun konusunda net olun.

           c.Durumun size en çok rahatsız eden yönünü tanımlayın.

           d.Mantıksız inançlarınızı tanımlayın.

 

 

       10.432 hz müzik dinlemek. Çünkü araştırmalar doğanın ve evrenin tamamen bu frekans ile titreştiğini söylüyor. Bu frekans için altın oranın yansıması deniliyor.

       11.Meditasyon ,zihni dinlendirerek; doğru nefes teknikleri etkin oksijenlenme sağlayarak olumcu düşünceye katkı sağlar. Ayrıca  spor yapmak  vücudumuz detoks yapar, zararlı toksinler dışarıya atılır. Aynı zamanda spor yaparken endorfin hormonu denilen mutluluk hormonu da yükselir.

       12. Telkinler yapmak ve şifa veren düşüncelerin bilincinde olmak.

Sabah uyandığımızda ve uyku öncesi bilinçaltı bilgiye en açık halidir ve enerji veren kelimelerle mutluyum , zenginim, sağlıklıyım, güçlüyüm, Ben ben’im, sevgiyim vb.  kelimelerle kişi kendini telkin edebilir. Ve şifa veren düşünceler; sevgi ve saygıyı hak ediyorum bilincini, zor durumlardan ders almayı yıkılıp kalmamayı kabul etmek bilincini, geçmişi bir yük olarak taşımamak; kendimi özgürleştirmek ve kalbimi yormamak için affediyorum bilincini, bazen olanlara,bazen iyi ki olmayanlara,görebildiğim ve göremediğim tüm güzelliklere şükrediyorum bilincini, gitmesi, bitmesi gerekenleri, süresi dolanları yenilere yer açılması için serbest bırakıyorum bilincini hayatımıza yerleştirmek.

             Her insanın kalbinde, güzellik titreşimine verilecek bir cevap vardır. Şu an hangi duygu halindesiniz? Asıl olan nasıl hissettiğini anlamak ve daha iyi hissettirebilmenin yollarını aramak. Asıl gelişim budur. Çünkü hayatımızı düşüncelerimiz, hislerimiz oluşturuyor. Kaderimiz düşünce tohumundan filizlenir. Düşüncelerimiz olası inançları, olası inançlar; alışkanlıklarımızı, alışkanlıklarımız kalıcı inancı, inanç davranışlarımızı; davranışlarımız karakterimizi; karakterimiz kaderimizi oluşturmaktadır. Bu bilinçle  güzel, olumlu düşüncelerinizin güneş gibi hayatınızı aydınlatmasını diyorum. Ve bir sonraki  aynamız; var oluşumuzu yansıttığımız aracımız ‘İletişim’ aynasında kendimizi keşif ortaklığımızda tekrar buluşmak dileğiyle; düşüncelerinizin yönetiminde lider oldğunuz bir hayat diliyorum. Ve unutmayın ki odaklandığınız düşünceleriniz sizin hayat hikayenizi yazıyor.Güzel yaşam güzel güşüncedir.

              Ve diyor ki Şems-Tebrizi  "Bir şey yap. Güzel olsun. Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör. Veya; güzel bir şey yaz. Beceremez misin? Öyleyse güzel bir şeye başla. Ama hep güzel şeyler olsun.
                 Çünkü: "Her insan ölecek yaşta." Geç kalmayasın! ''